AnasayfaKurumsalBlogDuyurularİletişim

İngilizce Eğitim Zamanı

İngilizce Eğitim Zamanı

İngilizceyi anlamak hiç bu kadar kolay olmamıştı

İngilizcede günlük konuşma dilinde çok kullanılan fakat kurslarda öğretilmeyen pek çok kalıplaşmış deyim var. Konuşma Kulübü, eğitimlerini buna göre planladı ve İngilizce anlamayı daha da kolay hale getirdi.

İngilizce öğrenmek çok zahmetli bir süreç. Bin bir fedakarlıkla aylarca kurslara gidiyorsunuz, kitaplar alıp sorular çözüyorsunuz. Ardından tam da ‘bu iş oldu’ dediğiniz noktada, katıldığınız bir ortamda konuşulanların büyük bir kısmını anlamadığınızı görüp ümitsizliğe kapılıyorsunuz. Ya da İngilizce bir film izliyorsunuz ama filmin kahramanları arasında geçen diyalogların çoğunu anlayamıyorsunuz. Bu durum, İngilizce öğrenmek için kursa giden pek çok kişinin ortak derdi.

Dil bilgisi kuralları zorluyor

Türkiye’de İngilizce ile ilgilenen herkes, öncelikle dil bilgisi kurallarını öğrenmek zorunda bırakılıyor. Bu da iş ya da sosyal hayatında İngilizce konuşacak, yazışacak yetişkin bireyleri hem gereksiz yere yoruyor hem de İngilizce öğrenme isteğinin kaybolmasına, bu konudaki inancın yitirilmesine ve özgüven sorununa yol açıyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi bünyesinde İngilizce eğitim veren Konuşma Kulübü tam da bu noktada dil öğrenmek isteyenlere yardımcı olmak için farklı bir yöntem izliyor.

Kültürler arası farklılık önemli

İngilizcede günlük konuşma dilinde çok kullanılan fakat kurslarda öğretilmeyen pek çok kalıplaşmış deyim var. İngilizcede aslında kelime anlamları bambaşka olan fakat bir araya geldiklerinde bir espri ya da deyimi belirten kalıplar var. Bazı kelimeler göründüğünden farklı anlamlar taşıyabiliyor. Sonuçta öğrenmeye çalıştığınız dilin kültürünün bizimkinden tamamen farklı ve Konuşma Kulübü eğitimlerini buna göre planlayarak İngilizce anlamayı daha da kolay hale getirmeyi hedefliyor.

Görünüşü farklı anlamı farklı

İşte İngilizcede günlük konuşma dilinde çok kullanılan kalıplaşmış deyimler:

My cup of tea: I don’t like jazz, man. It’s not my cup of tea. (Tarzım değil, bana göre değil.)

Piece of cake: Fixing the computers is so easy for me. It’s a piece of cake. (Çok kolay, çocuk oyuncağı)

Tie the knot: After being engaged for two years, they finally tied the knot. (Nikah kıymak, evlemek)

Are you kidding me?: You speak eleven languages? Are you kidding me? (Şaka mı yapıyorsun, benimle dalga mı geçiyorsun?)

I beg your pardon?: I beg your pardon, did you say it’s eight o’clock? (Pardon, anlamadım)

Freak out: He was freaked out when he missed his plane by seconds. (Çıldırmak, kendini kaybetmek)

Siz de İngilizce’yi daha iyi bir şekilde anlamak, öğrenmek ve akıcı bir şekilde konuşmak için Konuşma Kulübü ile tanışın.